Futbolda Aktif Taraftarlar Birliği (FATAB)
Anasayfa » Haber Arşivi » İslamifobi İle Mücadelede Fatab' ın Başarısı
FATAB Londra'da Yapılan FARE Akademik Seminerinde Diploması Başarısı. İslamafobi artık bir nefret suçu olarak FARE mücadele Konseptine alındı

Futbolda bir hastalık olan "ırkçılık" – "ayrımcılık" – "aşağılamak" , "yabancı düşmanlığı " gibi nefret suçlarını günümüzde bir arada yaşama kültürünü zorlaştırırken artık bir yenisi "islamofobi " daha sorunlara eklenmiş durumdadır. Bu sorunlara ulusal bazda olduğu gibi uluslararası arenada da mücadele etmek, kamuoyu oluşturmak gerektiğine inanan Futbolda Aktif Taraftarlar Birliği - FATAB, bilinçlendirmelerde bulunmaya devam etmektedir.

"Football Against Racism in Europe" (FARE) olan bu sivil inisiyatif ve network gurubu, "Dünyada herkes en güzel oyun olan futbolu hiçbir korku ve endişe içerisinde olmadan oynama, izleme, konuşma, kritik etme hakkı ve özgürlüğü vardır" sloganı ile örgütlendi. Stadyumlarda, maçlarda, soyunma odalarında, antrenman sahalarında, bürolarda, sınıflarda; taraftarlardan, oyunculardan, antrenörlerden, yöneticilerden ya da diğer paydaşlardan gelebilecek "ırkçılık" , "ayrımcılık", "aşağılamak" ve "yabancı düşmanlığı" ile mücadele etmek üzere yapılanmış entelektüel bir birliktir.

"Football Against Racism in Europe" (FARE) kuruluşundan itibaren ilk kez FARE Akademik Seminer adı altında STK'larda aktif akademisyenlere özel bir toplantısını Londra'da FC Celsea Kulübünün Milenyum süitinde 1-2 Kasım 2011 tarihleri arasında gerçekleştirdi. Akademik Seminere Türkiye adına Futbolda Aktif Taraftarlar Birliği davet edildi. FATAB Başkanı Dr. Necati CERRAHOĞLU ile Başkan Yardımcısı Dr. Mustafa Yunus ERYAMAN tarafından Londra FARE Akademik Seminerinde "A CRITICAL ANALYSIS OF THE CURRENT SITUATION REGARDING DISCRIMINATION IN TURKISH FOOTBALL" başlıklı bildiri ile katkı sunuldu.

Seminerde sunumlar sonrası ikinci günde serbest konuşmalar ve yeni tartışmalar bölümünde söz alan FATAB ekibi, günümüzdeki gelişmeleri özetleyerek; FARE'nin kuruluş gayesi kapsamında nefret suçlarına dikkat çekmek ve kamuoyu oluşturmak adına yeni bir nefret suçu olan islamofobi gibi bir olgu ile karşı karşıyayız. İnsanlar ve topluluklar sadece ve sadece İslami inançlarından dolayı spor sahalarında ve sosyal hayatta potansiyel suçlu görüldükleri ve bu gerçeğin de mücadele konseptine alınması gerektiği önerini ittifakla kabul edildi ve konsepte dâhil edildi.

FATAB tarafından Seminere sunulan ve Avrupalı Akademisyenlerin de oy birliği ile kabul ettikleri ve artık mücadele konseptine dahil ettikleri önerinin detayında ise aşağıdaki gerekçeler sunuldu

Bir Nefret Suçu Olarak "islamafobi" Olgusunun FARE Konseptine Dâhil Edilmesini Gerekli Kılan Gerekçeler:

21. Yüzyılda bile halen ilkel yaklaşımlar süregelmekte, ortaçağ Avrupa'sından kalma anlayışların ve algıların özellikle kurgulanarak yenilendiğini gözlemlemek mümkündür. Günümüzde özellikle de Avrupa'daki Müslümanlar, Yahudilerden sonra Avrupa'nın yeni hedefi olarak algılanmış ve ''ötekiler'' haline getirilmiş ve getirilmektedirler.

Hz. Muhammed, Türban, Minare, Cami, Mescit vb. gibi manevi kişilikler, mekânlar ve dini semboller; bilinçli ve planlı bir şekilde terör ile eşdeğer tutularak, İslam'ın kötü – itici - korkunç vb. gibi negatif anlamda sembolleri olarak organize bir şekilde sunulmuş / sunulmaktadır.

Avrupa'da ''öteki'' konumuna indirgenen Müslümanlar, özellikle islamofobi algısı sebebiyle birçok ayrımcılığa maruz kalmışlardır. Avrupa Irkçılık ve Yabancı Düşmanlığını İzleme Merkezi - EUMC yayınladığı raporlarında aktarılmak istenilen ayrımcılıkları örneklerle sunmakta, kamuoyunu aydınlatmaktadır.

Avrupa'da aşırı sağ görüşlü partilerin yükselişi ve hükümetler kurma haklarını yakalamaları veya kurulan hükümetlerde koalisyon ortağı konumlarına gelmeleri İslam karşıtlığını tetiklemiştir. Irkçı söylemler ve propagandalarda yer alan ''islamofobi'' argümanı özellikle öne çıkartılırken buradan rant elde edilmeğe çalışılması, günümüzde büyüyen sorun sarmalının temelini oluşturmaktadır.

Avrupa futbolunda görmek istemediğimiz ve bu uğurda entelektüel bir yapı ile mücadelesini verdiğimiz ırkçılık hastalığına denk bir başka sorun olan ''islamofobi'' ile karşı karşıyayız. Bu olgu da aynen ırkçılık gibi toplumların barışına ve bir arada kardeşçe yaşamasına tehdit oluşturmakta, en büyük zararı da yine futbola vermektedir.

FATAB olarak Türkiye adına ''islamofobi'' hastalığının FARE mücadele konseptinin içerisine alınmasını, bu konuda bilinçlendirme ve farkındalık eğitimleri düzenlenmesinin gerekli olduğuna inanmaktayız.
 
yukari